Yüksek görevle görevlendirilmiş bir bölüm olarak ekonomi gündeminin nabzını tutan konuşmasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz enflasyonu düşürmenin ülkenin temel amacı olduğunu bir kez daha vurguladı ve bu hedef doğrultusunda parasal ve maliye politikalarını bir arada yürüten bir çerçeve içinde hareket edildiğini belirtti. Orta vadeli programın üç ana dayanağına dikkat çekerek, büyümeyi ve istihdamı koruyan bir yaklaşımın benimsendiğini ifade etti.
Dünya ekonomisinde belirsizlikler yükselmeye devam ederken, Türkiye’nin bu dönemde de dayanıklı büyümeyi sürdürme hedefi öne çıkıyor. Konuşmasında mevcut küresel gerginlikler ve ticaret savaşlarının etkilerine dikkat çeken Yılmaz, eski dünya düzeninin değiştiğini ve kurallara dayalı sistemin zarar gördüğünü belirtti. Yeni bir uluslararası yapı kurulurken belirsizliklerin arttığını vurguladı.
Son 22 yılda Türkiye’nin büyüme performansı ülke ortalamasının üzerinde seyrediyor: Dünya ekonomisi yaklaşık %3,5 büyürken, Türkiye %5,4’le ilerlediğini ifade eden Yılmaz, bu farkın yıllar boyunca birikerek fark yaratacağını söyledi. Ayrıca 2025 için IMF öngörülerine göre Türkiye’nin dolar bazında 16., satın alma gücü paritesine göre ise 11. Büyük ekonomi konumunda olabileceğini belirtti; bu öngörüler varsayımlara dayansa da yılın sonuna doğru hedeflere yaklaşıldığını ifade etti.
2025 için belirlenen hedefler kapsamında Yılmaz, toplam ekonomik büyüklüğünün 1,5 trilyon doların üzerinde olacağını ve kişi başına düşen gelirin 17 bin doları geçmesini beklediklerini söyledi. Ayrıca 2025 yılında ihracatın 273,8 milyar dolar, turizm gelirlerinin ise 64 milyar dolar seviyesine çıkmasının planlandığını açıkladı.
Cari açık konusunda ise olumlu gelişmelere işaret eden Yılmaz, cari açığın geçen yıl 10 milyar dolar civarında düşüş gösterdiğini ve milli gelire oranının %0,8’e gerilediğini hatırlattı. Bu yıl ise yaklaşık %1,4, 2028 yılında ise %1,3 seviyesinde kalmasının hedeflendiğini belirtti. Böylelikle döviz ihtiyacı ve dış borçlanmanın azalmasıyla finansal istikrarın güçlenmesi bekleniyor.
İstihdam ve iş gücü piyasası özelinde ise 2005’ten bugüne istihdamın 19,4 milyondan 32,6 milyona yükseldiğini ifade eden Yılmaz, işsizlikte tek haneli oranların sürdürülmesini ve genç ile kadın istihdamını destekleyen yeni adımların hayata geçirileceğini açıkladı. Uzaktan çalışma benzeri modeller üzerinde çalışmaların sürdüğü bilgilendirildi.
TL güveni ve finansal sistem konusunda bankacılık sektörünün güçlü yapısına vurgu yapan Yılmaz, Merkez Bankası rezervlerinin 189,7 milyar dolar ile yüksek bir seviyede olduğunun altını çizdi. Kur korumalı mevduatta ise nispeten azalmaya gidildiğini belirterek, TL mevduat payının %60’a yakınlaştığını ve döviz payının gerilediğini kaydetti. Enflasyon konusundaki iyileşme sürecinin, yılsonu hedef aralığında bir enflasyonla sonuçlanacağını umduğunu dile getirdi.